Recent reviews by Bünyamin Düğme

Keşke ben geliştirseydim diyeceğiniz bulmaca oyununda atacağınız adımları doğru hesaplamak zorundasınız. Aksi takdirde ruhunuz cehennem azabıyla kavrulacak. Bulmacaları geçerseniz dişil şeytanlardan harem kuruyorsunuz. Yani bir insan daha başka ne isteyebilir ki?
...
...
...
Şaka bir yana 9. bölüm favorimdir. Arcade kaçıyor ama olsun.

Bu bulmaca oyunu herkese gider diyeceğim de, her kutunun bir sonraki bulmacasını bulmak, ne bileyim fark etmek dakikalar alabiliyor. Hikayesi biraz daha öne çıksaydı, işte bir anlatıcının sesinden dinleseydik daha iyi olurdu gibi geliyor ama şu halinin atmosferi çok iyi ki bozulmasını istemem açıkçası.

GÜNCELLEME: Oyunu "how long to beat" istatistiklerine uygun olarak bitirdim. Youtube'dan diğer oyuncuların videolarını da seyrettim. "Sorun bende mi acaba?" diye şüpheleniyordum ama artık rahatlıkla söyleyebilirim ki görüşlerimde bir sakatlık yok. Bir süre uzak durup multiplayer kısmına bakarım ama o neydi gız?

----Tek kişilik hikaye modu incelemesi----

Evet karanlık gelecekte sadece savaş var. İnsanlığın galaktik imparatorluğunu ayakta tutabilmek için insanlar baskıcı dindar bir rejimin altında eziliyor.

Ben de oyunun tasarımı altında eziliyorum. 14 yaşında bir oyunu günümüz standartlarına göre sert eleştirmek çok doğru değil diye düşünebilirsiniz ama ne yazık ki iyi yaşlanmamış.

Aynı anda -bakın aynı anda diyorum- hem siper savaşı hem melee kombat yapmanız isteniyor. Şaka yapmıyorum, cidden böyle. Bunu iyiye yoracaklar olabilir. Düşmanlar da hem melee geliyor hem de uzak mesafeden sıkıyor. Sizi siperden çıkarmak için el bombası gibi aşırtılarak atılan saldırılara bolca başvuruyorlar. Sizin pozisyonunuzu inanılmaz iyi tutturuyorlar. Siper ardında saklanmanızın bir anlamı yok. Siperden azıcık çıktınız mı? Ninja ya da Shroud'u geçen bir aim ile de sürekli ateş ediyorlar ama sürekli böyle hiç durmuyorlar. Berserker gibi dalmanız da direkt ölümünüz demek.

Eşlikçileriniz var ama saldırıları tanklamakta başarısızlar. Kasıtlı olarak hem düşük hasar vuruyorlar hem de isabet yüzdeleri inanılmaz kötü. Savaşın keşmekeşi içinde canınızın eridiğini fark edemiyorsunuz bile. Canınızı yenilemek için ya ulti açacaksınız ya da sersemleyen düşmanı infaz edeceksiniz. Can yenileme ve infaz esnasında hasar almaya da devam ettiğinizi belirteyim. Yenilenen zırhınız da var ama oyun sizi siperde görmek istemediğinden yenilenme fırsatını çok zor buluyorsunuz hatta bulamıyorsunuz. Pek çok haritada ölüp ölüp en iyi taktiği tahmin etmeniz lazım ama buna çok da güvenmeyin. Oyunda bazen glitch dediğimiz tuhaflıklar oluşuyor. Oyunu bozan bir hata ile karşılaşmadım ama bazen ben bazense düşman bir yerlere takılıp durdu veya kayboldu. Kafasına 8 kez sıkıp indirdiğim iblise ikinci turda bir şarjör boşalttım ölmedi. Kendinizi "Noluyo ya?" derken bulacaksınız. Glitch olmasa da savaş mekaniklerinin hengamesi dengenizi yeterince bozacak.

Peki buna rağmen her savaştan sonra başarı hissi alacak mısınız? Hayır. Yapay yollarla zorlaştırılmış bu oyunla travma sonrası stres sendromuna yakalanacaksınız. Pentagram'ın Sonsuz şarkısında "Zor günlerin ardında huzur olmaz." diye bir kısım var. Bu oyunu oynayınca anladım ne demek istediğini. Bütün bunlar Warhammer 40K evreninin sertliği içinse yapımcılara kötü bir haberim var. Olmamış. Ayarını kaçırmışsınız diyeceğim ama hafif kalır. Elinizin ayarını s*****m denir böyle bir durumda. Yanınıza geldiğinde patlayan intihar bombacısı ork köpekleri ile yeşil lazer sıkan kaosun insan askerlerini de kim tasarladıysa ona daha sert laflar hazırladım.

Oyunun ortasındayım. Şu ana kadar adam gibi bir tane bölüm sonu canavarına denk geldim. Gimmickli bir boss ve nasıl geçtiğimi de halen anlayabilmiş değilim. Oyunu bitirince rehberlere ve diğer oyuncuların videolarına bakacağım. Dost Kayaoğlu'nun serisine gelecekte girer mi bilmiyorum ama benim "Yapacağınız Oyuna Sokayım" listemin ilk beşinde yer buldu.

İnceleme yazısını yazmak için oyunun bitişini bekleyemedim anlayacağınız. Zaten, görüşlerimin bu saatten sonra çok değişeceğini düşünmüyorum. "Sahte imparatora ölüm!" diyen yolunu kaybetmiş arkadaşlara inat, insanlığın imparatorunun anadolu çocuğu olması nedeniyle, bu toprağın insanı olması nedeniyle oyunu bitireceğim. Zordan kaçmayız ama yazık etmişsiniz be kardeşim.

Bu arada, oyunu fare ve klavye ile oynayacaksanız kontrolleri kendinize göre değiştirin. Kesin yapın bunu ya da insanlığın imparatoru için ruhunuzu feda etmeye hazır olun.

Bariyer kırıcıları bulmak bazı sahnelerde kanser etti. Yadigar bulmacaları da bir yerden sonra sıktı. Yine de, hikaye anlatımını odağından çıkarmayan RPGMaker oyunu piyasada pek görülmediğinden kendini oynatıyor. Aslında karmaşık bir hikayesi yok, sonunu ister istemez tahmin ediyorsunuz ama esprileri anlamak için yazıları hızlı geçmemek en iyisi. Millenium Actress isimli anime filmiyle benzer kafada olduğundan o filmi de seyretmenizi öneririm.

Not: A-

Belki geliştirme sürecini hızlandırmış/kolaylaştırmış olabilir ama Unreal Engine 5 oynanışı eski donanımlarda güzel baltalıyor. Ayarları mediuma çektim. FPS 60 gösteriyor ama yine de sürekli yükleniyormuş gibi oyun kasıyor.

Bu olumsuzluğun dışında temponun iyi ayarlandığını söyleyebilirim. Atmosfer de oyuncunun devam etmesini kolaylaştırıyor. Merak duygusu da ilk saatte iyi korunuyor. (Zaten oyun 2 saat sürüyor.) Hikayenin sonu biraz hızlı geldi. Çok da sorun etmedim.

UE5 ve Celine'in ingilizce seslendirmesi haricinde genel olarak beğendim.

Ağız birliği yapıp, çıkmadan oyunu gömen yayıncı, youtuber, influencer, basın mensubu vs herkesi çıktığında g*t eden bu oyunun yapımcılarını tebrik ediyorum. Geri vitese takanları görmek güzeldi. Fragmandan oyun incelemesi yapılabiliyorsa oyuncuların bize niye ihtiyacı olur ki diye hiç düşünmediniz.

Oyuna gelecek olursak, çıktığı zaman hakkı biraz yenen orjinal oyun için iyi remake oldu. Düşmanların çeşitliliği arttırılsaymış, bir de geri itme (shove) mekaniği ekleselermiş iyi olurmuş.

Aslında serinin bütün oyunlarının hakkı yenmiştir; ama sosyal medya, hakkını vereyim derken frenleyemediği için özellikle bu oyunu putlaştırdı diyebiliriz. Umarım diğer oyunlar (özellikle 1 ve 4) için de remake çıkar.

I beat the main game again (I lost count. 7th time? Maybe 8th.) with the 20th anniversary update. However, this update has more bugs than previous versions. Workshop items also break the game. Play it with caution.

The game is a classic, sure. But, I do not recommend this buggy version.

Evet, önceki inceleme yazısında bahsettiğim hataların giderildiği sürümü oynadım ve eğlendim. Yıllardır süren istikrarlı çizgimi bozmayarak bu oyunda da ilk önce kötü sonu aldım.

Radyo ve televizyon içeriği güzeldi. Yalnız bir yerden sonra radyo gitti. Ben de sallamadım. Anadolunun ücra köşelerinde yaşayıp çalıştığımdan alıştığım bir husustu. Sonraki sürümlerde bu sorun düzeltilmiş olabilir.

Güzel deneyimdi ama korku namına birşey sunuyorsa da bana ulaşmadı. Bir tane jumpscare sahneyi ortasında yakalayabildım sadece. Atmosfer yok demiyorum, atmosfer iyi, ama oyunun akışıyla, sonuyla ilgili başka beklentilere sokuyor.

Türkçe diyaloglarla ilgili eleştirilerim halen geçerli. Yine de tavsiye ederim. Oynayınız, oynatınız.

----

Oyunun kontrolleriyle bildiğin cebelleşiyorum. Voices of the void tarzında bir obsesif kompulsif bozukluk söz konusu. Daha tostları satamadım, hikaye de ilerlemiyor doğal olarak. Oyuna kötü demek bu noktada büyük haksızlık olur ama daha başlangıçta karşıma çıkan birkaç konu var.

1. Bu tezgahta açıkta duran godumunun bıçağı niye işlemez? Herhangi bir namus vakasında anamızı bacımızı keseceğiz diye sucuğa salama değdirmiyor muyuz? (Hikayeyi ilerletemediğimden bilemiyorum.)
2. Kaşar peynirinden dilim almaya çalıştığımızda neden süper mario gibi zıplıyor. Nintendo telif atabilir buna. (Hikayeyle bir bağlantısı varsa bu maddeyi yok sayabilirsiniz.)
3. Türkçe diyaloglarda da düzeltilmesi gereken yerler var.

İlk aklıma gelen daha hikayenin başında amcamız ölüyor ve bizim karakterin ilk tepkisi "kalpten mi baba?" oluyor. Amcan öldü bir üzül istersen. (Ha yerde bulduğu kartvizit aracılığıyla tanıştığı eskort yüzünden "kalpten" gittiyse tepki normal.)

Bir de birisi "Selamün aleyküm" dediğinde "Ne istemiştiniz?" diye cevap verilmez. "Aleyküm selam" denir. Yani günümüzü bilemem de 90lar Konya'sında böyle olması daha mantıklı.

Oyunun kontrollerine bir alışayım bitince daha eli yüzü düzgün birşey yazarım.

Oyunun PC sürümünün bakımı yapılmıyor ama bir sorunla karşılaşmadım. Uzun uzun yazmaya gerek yok. Kendini oynatıyor.

Same problems like "Fateweaver: Smash or Pass". Plot is not captivating, easily guessed answers and ending.