Install Steam
login
|
language
简体中文 (Simplified Chinese)
繁體中文 (Traditional Chinese)
日本語 (Japanese)
한국어 (Korean)
ไทย (Thai)
Български (Bulgarian)
Čeština (Czech)
Dansk (Danish)
Deutsch (German)
Español - España (Spanish - Spain)
Español - Latinoamérica (Spanish - Latin America)
Ελληνικά (Greek)
Français (French)
Italiano (Italian)
Bahasa Indonesia (Indonesian)
Magyar (Hungarian)
Nederlands (Dutch)
Norsk (Norwegian)
Polski (Polish)
Português (Portuguese - Portugal)
Português - Brasil (Portuguese - Brazil)
Română (Romanian)
Русский (Russian)
Suomi (Finnish)
Svenska (Swedish)
Türkçe (Turkish)
Tiếng Việt (Vietnamese)
Українська (Ukrainian)
Report a translation problem
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?
- Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni...
***
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Müsait bi yerde iner misiniz?
Şoför:
- Niye sen mi kullancan?
***
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle Taksim'e doğru gidiyoruz.
Adamın biri Beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla ;
- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim şoför olaya hakim;
- Tabi abi ayıp ettin al götür senden kıymetli mi.
***
Yolcu ;
- Abi Heykel'e çıkıyo mu?
Şoför ;
-Yok abi, yanından geçiyo.
***
Mükemmel bir yerde inebilir miyim?
Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuşdakilerle birlikte güler söylediğine şoför kadını indirirken;
- Buyrun size layık değil ama.
***
Oğlum bu Eminönü'nden geçer mi?
...- Yok teyze biz Taksim'e çıkıyoruz.
- Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim.
***