Nainstalovat Steam
přihlásit se
|
jazyk
简体中文 (Zjednodušená čínština)
繁體中文 (Tradiční čínština)
日本語 (Japonština)
한국어 (Korejština)
ไทย (Thajština)
български (Bulharština)
Dansk (Dánština)
Deutsch (Němčina)
English (Angličtina)
Español-España (Evropská španělština)
Español-Latinoamérica (Latin. španělština)
Ελληνικά (Řečtina)
Français (Francouzština)
Italiano (Italština)
Bahasa Indonesia (Indonéština)
Magyar (Maďarština)
Nederlands (Nizozemština)
Norsk (Norština)
Polski (Polština)
Português (Evropská portugalština)
Português-Brasil (Brazilská portugalština)
Română (Rumunština)
Русский (Ruština)
Suomi (Finština)
Svenska (Švédština)
Türkçe (Turečtina)
Tiếng Việt (Vietnamština)
Українська (Ukrajinština)
Nahlásit problém s překladem
Çok gülerdi, ben gülmem.
Bu kapıdaki arkadaş abi köye rune dediğinde sırtını dönerdi. Ben dönmem.
Agop, abi beni kapıdan al dediğinde dalga geçerdi. Ben geçmem
Radahn sevdiğimiz bir abimizdi ama runeu da bi tuhaf dağıtırdı.
Ne varsa elinde gene döner dolaşır onun elinde kalırdı. Benim kalmaz.
Bizde rune masaya konur. Herkes ihtiyacı kadarını alır.
Jilet abim greatswordunu adamına taşıtırdı. Ben uchigatanamı saklamam.
Abim bu masaya şöyle fiyakalı, ama biraz da yamuk otururdu. Ben arkamı arkadaşlara verince, şöyle yaslanırım bi geriye.
Koltuk sende kalsın kardeş, arkamda durma yeter.