45
Products
reviewed
948
Products
in account

Recent reviews by Ulnia

< 1  2  3  4  5 >
Showing 31-40 of 45 entries
1 person found this review helpful
0.0 hrs on record
Ekstra bir harita, fazladan görevler, güzel bir hikaye ve dahası. Bu DLC bir harika dostum!
Posted 6 July, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
8 people found this review helpful
16.2 hrs on record
Deponia

Ana kahramanız Rufus eski kız arkadaşı Toni'nin evinden ayrılıp Deponia'yı terk etmek ister ve Elysium denilen herkesin bildiği ama efsane olan o ülkeye gitmek ister. Daha önce muhtemelen Rufusun babası hariç kimsenin Kuvaq'ın dışına bile çıkmadığı düşünülürken Puzzle'ı çözmeye başlıyoruz.

Rufus'un özellikle Kuvaq ve Deponia'nın köhne yerlerinde Elysium'a gitmek için verdiği mücadeleyi konu edinen bu anime-grafi çizimli puzzle oyunu oldukça güzel müzikleri ve karakterler arası sohbetleri ile gerçekten güzel bir oyun olmuş. Rufus'un Wiezel ve Toni ile olan muhabbetleri çok güzel. Ayrıca Doc. ile karşılaşmaları çok tatlı bir şekilde ele alınmış.

Elysium'a gitmek isterken Elysium Prenses'ini yanlışlıkla Deponia kendisine fırlatıp hafıza kaybı yaşatan Rufus; hem verimliliği bitmiş bir çöp ülke olmuş Deponia'dan kurtulmak istiyor hem de Elysium'a varmak ve yeni bir dünya keşfetmek istiyor. Bu yolda her şeyi deneyen kahramanımızı hem sohbetlerden çıkarım yaparak hem de biraz mantık yürüterek topladığımız ve birleştirerek yaptığımız aletleri kullanarak önümüzdeki zıpır engelleri aşarak oyunu bitirmeye çalışıyoruz.

Oyunu bir kaç farklı şekilde bitirebilirsiniz yaptığınız seçimlere göre. Achievement toplamak için hikayenin sonlarını değiştirmeniz gerekeceğinden sona yaklaştığınızı anladığınızda oyunu kaydedin.

Kontol çok basit: sadece mouse'u kullanarak bütün işimizi görebiliyoruz. Hatta scroll down yapıp envanterinizi açıp scroll up yapıp envanterinizi tekrar kapatabilirsiniz. Bunu oyun başlamadan önce seçebiliyorsunuz. Bir diğer güzel özellik sıkıcı konuşmaları sol tık ile geçebilirsiniz. Diğer taraftan küçük sinematikler çok güzel olmuş hele ki benim gibi anime-grafi seven bir insansanız; oyundaki muziplik hoşunuza gidecektir diye umuyorum.

Bazı noktaları sıkıcı olsa da basit ve zevkli bir oyun. Özellikle indirimdeyken kaçırmayın.

Puan: 8/10
Posted 20 April, 2017. Last edited 20 April, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
8 people found this review helpful
6.7 hrs on record
Max Payne 2: The Fall of Max Payne

İlk oyunda hikayeyi kavradıysanız ikinci oyun baldan sonra yenen kaymak, saralleden sonra yenen beyaz peynir gibi muhteşem bir tat bırakacaktır damağınızda. Buyrunuz efenim incelememiz şöyle:

"Hikaye aslında bitmedi..." ile başlayıp Inner Circle olarak tabir edilen ve derin devlet diye adlandırabileceğimiz bir topluluğun Max Payne ile olan ilişkisinin ikinci kısmını ele alıyoruz bu oyunda.

Hikayede unutulmaması gereken iki isim var: Vladimir Lem ve Vinnie Gognitti

Silah piyasasını tekelleştirmeye çalışan (Vlad beyler öyle diyor) Vinnie'nin "Cleaners" ya da temizlikçi dediğimiz adamlarından Vlad'i kurtarmamızla serinin ikinci oyunu başlıyor. Bu arada ilk oyunda öldü sanılan Mona Sax da karşımıza çıkıyor. Cevapları ve bilinmeyen soruları açığa çıkarmak için kahramanımız Mona'nın peşinden gidiyor.

Vesaire vesaire... Hikayeyi tamamen anlatmadan en çarpıcı bölüme zıplıyorum. (SS'lerimden takip edebilirsiniz.) Mona hapisten kaçıyor ve hem komandolar/polisler ve temizlikçiler hem de Max, Mona'nın bazı cevapları bildiğine emin olduğu için ve içten içe Mona'ya yanık olduğu için Mona Sax'ın peşine düşüyor. Velhasıl kelam, Valerie Winterson (polis şefi), Mona ve Max bir araya kalıyor. Mona, Valerie'yi Inner Circle'ın bir üyesi olmakla ve bir çok şeyin üzerini kapatmakla suçluyor (ilk oyundaki asıl konu) ve kendisini bu bilgileri bildiği için öldüreceğini savunuyor, öte yandan; Winterson elinde 9mm'lik silahını Sax'a doğrultmuş bir şekilde bir cinayet zanlısını tutuklamak istediğini zorluk çıkarırsa vuracağını söylüyor. Max durur mu durmaz hemen aralarına giriyor, bir kaç hararetli sözün ardından Max polis şefini vuruyor! Tabi kendi de Valerie'nin son nefesinde ciddi bir kurşun yiyip hastanelik oluyor. (Olaylar olaylar!)

Buradan sonra Mona Sax'ın Alfred Goden (Inner Circle'ın başı), Vladimir Lem ve Vinnie Gognitti arasındaki ilişkiyi çözdüğü kısma(kısımlara) geliyoruz. Çok detaya girmeden Vinnie'nin nasıl bir oyuncak olduğunu ve Vlad'ın nasıl bir dallama olduğunu ayrıntılı bir şekilde görüyoruz.
(My dearest friend of all; Don't worry! There is no fear, vlad is here!)

Mona Sax ve Max Payne ikilisi arasındaki haşin ve bir o kadar dolu dolu yaşanan kanlı aşka şahit oluyoruz!

Hikayeyi bir kenara bırakırsak; grafikler ilk oyuna göre gerçekten çok iyi. Hikayenin geçtiği light novel tarzı karikatürlerde ise seslendirme olması oyunun değerini en az 2 kat artırmış bence. Karakterlerin kendi seslerini duymak çok keyif verici bir detay diye düşünüyorum.

"Bullet Time" yine aynı fakat biraz daha efektif kullanabiliyorsunuz. Kullanılan silahların içinde ise ilk oyunda olmayan Mp5 ve Dragunov var sanırım sadece. Aaa bir de o muhteşem pompalı tüfek, neyse oynayın görürsünüz! :)

Dragunov demişken; sadece Mona Sax ile oynadığınız bölümlerde kullanabildiğiniz seri taramalı bir keskin nişancı tüfeği kendisi. Oldukça zevkli bir kullanımı var. Ayrıca Mona ile oynamak da ayrı güzel!

Oyunu bitirince "outro" müziğini de dinleyin credits kısmını hemen geçmeyin. Pişman olmayacaksınız!

Oyunu bitirince yeni modlar açılıyor ama çok cazip şeyler değil bence ilgilisine bir iki örnek verip atılıyorum hemen bu kısmı: Geçtiğiniz bölümleri tekrar tekrar oynayabiliyorsunuz seçerek. Bölümü ne kadar zamanda bitirdiğinize dair ayrı bir kayıt yapıyorsunuz bu arada. Bundan başka olarak kaç dakika oyunda kalabileceksiniz bunu ölçtüğünüz bir mod da var. Bla bla...

2003 yapımı bir oyun için muazzam olduğunu düşünüyorum dostlar!

Not vermek gerekirse: 8.15!
Posted 10 April, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
13 people found this review helpful
1 person found this review funny
8.6 hrs on record
Max Payne

90'ların çocukları için oyunlarda iki kadın karakter vardı. Biri underground 2'deki kadın diğeri de Max Payne oyunundaki Mona Sax. Bunu öncelikle buraya yazıyorum ki unutmayım incelemenin sonunda.

Efendim, bu Max Payne abimiz bir polis fakat bir gün evine geldiğinde evine zorla girilmiş olduğunu görüyor. Çocuğunu ve karısını kurtaramıyor fakat evdekileri bir güzel haklıyor (haklıyoruz). Otopsi sonucunda bu "♥♥♥♥♥"lerin damarında"Valkyr" adı verilen madde buluyor hem de oldukça fazla. Bu durumdan işkillenen kahramanımız, Narkotikten sevgili Alex ile beraber 3 sene boyunca bu maddenin şehirdeki alım-satımını gözlemliyor. Max Payne; 3.senenin sonunda harekete geçer.

Hikaye bir intikam üzerine kurulu diyebiliriz. Tema basit fakat hem hikayenin kurgusu hem de karakterin kendisi oldukça güzel işlenmiş oyunda.

Karakter demişken: En önemli özelliğimizden başlıyorum zaten çok da bi' özelliğimiz yok: "Bullet Time" yani bu uçarken ağır çekimde ateş etme olayı. "Ya bunlar hep artistik" demeyin çünkü Bullet Time'ı aktive ettiğiniz her an mermilerin havadaki izine kadar görebiliyorsunuz. Bu sayede gelen karşı atakları nasıl dodge'layacağınızı görebiliyorsunuz. Bu max 3 vs 1 için ideal, fazlasını yapan varsa helal olsun fakat genelde sonuç: On beş kişiye saldırdım vurdum vurdum saymadım derken On Altıncı kişi pompalı ile indiriyor Max Payne kardeşimizi. Bana göre bahsedilmesi gereken bir diğer karakter oynayış özelliği ise awp kullanımıdır. Bullet Time kullanmadan mermiyi takip edip atışı göstermesi çok zevkli bir özellik.

Oyun 2001 yapımı. Şimdi bir geriye yaslanın ve düşünün o zamanlarda yapılmış oyunlarda animasyon içerikli sinematikler ne kadar kaliteli? Cevap: Pek değil. Bu adamlar da bunu düşünerek bir çizgi roman ya da light novel diyebileceğimiz bir şekilde oluşturmuşlar sinematikleri. İngilizceniz varsa; hikayeyi takip etmek de en az "shift"e ya da sağ click yapıp Bullet Time kullanmak kadar zevkli. Zaten hikayeyi bilince ayrı bir zevki oluyor bir karakteri oynadağınız oyunlarda. Görsel olarak tek derdi okuma olabilir o da bana dert değil aksine zevk!

Ha bu oyunun negatif bir tarafı yok mu diyeceksiniz? Olma mı vardır illaki ama 90ların çocukları için özel oyunlardan biridir bu. Half-life gibi, NFS gibi Serious Sam gibi CM/FM 2004/2005 gibi en hasından GTA Vice City gibi ya da Midtown Madness hepsini geçtim internet kafelerde sıra bekleyerek beraber oynadığımız Age of Empires II gibi... neyse demem o ki eğer çok grafik aşığı değilseniz ve bir oyunu hikayesiyle bütünleşip oynamak isterseniz Max Payne size çok keyifli bir oyun zamanı sunabilir.

Bullet Time'ınız bol, gözünüz açık olsun Mona Sax'ın hikayesini iyi öğrenin 2. oyunda onunla oynayacaksınız bazı yerlerde. Ahanda spoiler verdim len hehe!

Oyuna puan da vereyim: 7.38 / 10
Posted 6 January, 2017. Last edited 6 January, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
42.3 hrs on record (37.2 hrs at review time)
Oyunu 2 kere bitirmiş biri olarak yorumuma başlıyorum efendim.

Ezio Auditore di Firenze, İtalya'da görmeyi bir sonraki gidişimde umduğum Da Vinci'nin şehri Floransa'dan aramıza katılan Ezio'nun ikinci oyunu. Desmond'un Abstergo'da sıkışması üzerine araftan kurtulmak için Ezio'nun İstanbul'daki maceralarını konu alıyoruz.

Nicolo Polo, Marco Polo, Ishak Paşa, Kanuni Sultan Süleyman, Piri Reis, II.Beyazid, Şehzade Ahmet ve daha nicesini oyunda duyacak merak edecek ve araştıracaksınız (yani umuyorum bana öyle oldu Piri Reis lan bu!).

Konu yine tabiki yine "Templars & Assassins". Fakat burada önemli olan bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. IT IS ISTANBUL BITCEZ! Oyunun hikayesi boyunca Templar'ların aslında sınır hudut bilmeden nasıl yayıldıklarını ve mikrop gibi nasıl bulaşıcı olabileceklerini öğrenirken Şehzade Ahmet'e de yerli yerinde iyice sövmeyi unutmayınız. (Hep kurgudan hep!)

Oyunu oynarken duyduğunuz rastgele türkçe seslendirmeler, 1 tanesini bulamamış olsam da size tüm haritayı didik didik arattıracak Abstergo parçacıkları, oyunda bölüm hatıraları ilerledikçe açılan Desmond Miles bölümleri, haritayı gezerken yaptığınız yan görevler, Üstad Altair'in anılarından yola çıkarak Ezio'nun yaptıkları (sinematikler çok güzel dostum!), bundan önceki ve hatta sonraki oyunlarda olduğu gibi mouse ve klavyeyi kullanırken yaşamayacağınız kontrol zorluğu, Harika senkronizasyonlarındaki muhteşem manzaralar, ("Leap of Fate"lere hastayım ulen!), Haritadaki Suikastçi yuvalarına "Master Assassin" atarken aslında haritanın kurtarılmış bölgelerindeki temel problemini çözüyor oluşunuz, emriniz altındaki max. 12 suikastçinin akdeniz çevresinde kendini geliştirecek görevleri olması, bütün Assassin's Creed oyunlarında olduğu gibi basit ve zor görevlerin karışık sırada olması; yani kolay bitince zor başlıyor diye bir şey yok... Ayrıca "HookBlade", paraşüt ve çeşit çeşit bomba yapımını ne kadar iyi kullanırsanız o kadar zevkli oluyor oyun! (Bir ara sadece bombayla oynadığımı itiraf ediyorum, atarideki "Bomberman" gibiydim lan!)

Saatlerimi başında geçirdiğim şu oyunun en sevdiğim seriye ait olmasını es geçersek, söyleceğim şudur ki: " Hadi bana inanmadın, beni s.ktir et bu kadar sevip oynayan adam boşuna oynamıyordur de mi ?!"

Küçük not: Altair ile oynarken ilk oyunu çok özlemişim onu fark ettim bence sırayla hepsini oynayın.

Puan da vereyim: 9.2 / 10
Posted 15 July, 2016. Last edited 5 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
1 person found this review funny
0.8 hrs on record
Early Access Review
Oyun kısa ve güzel şöyle ki:

+Hikaye
+Seslendirme
+Zorlayıcı
+Kontrol de kolay
+Grafik Konsepti

Fekat;

-Bölümü bitirdin ve yanlışlıkla öldün diyelim. Baştan başlıyorsunuz. (Sinir beni boğdu bu kısımda.)
-Gamepad'iniz varsa klavyeye dokunmayın ki basit ölümler yaşamayın.
-Steam Achievement'ları yok. (Bu da bir eksi sayılır.)

Hadi puan da vereyim: 6.78/10
Posted 18 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
81.5 hrs on record
Naruto'yu Sasuke'yi ne bilim Kakashi'yi Iruka'yı falan anlatmanın bir maksatı yok. Animesini izlerseniz oyunu oynamaktan kat be kat zevk alırsınız. Şöyle örnek vereyim 'The Creation of Akatsuki' bölümünde 10 elit Akatsuki üyesinin toplanışı konu alınıyor. Animeden alıntılar bol doğal olarak fakat olay şu: Akatsuki'nin bir öncesinde ne olduğunu neden böyle bir birlik toplandığını Pain'in aslında kim olduğunu falan bilmiyorsanız biraz haybeye oynamış oluyorsunuz.

Story Mode'a gelince. Çok kaliteli bir hikayesi olduğunu düşünmüyorum ama combo sistemi çok güzel oturtturulmuş küçük cineclip'ler falan anime'yi izlemeseniz bile kendini izlettirecek düzeyde güzel. Hikaye'nin kötü olma sebebi de diğer oyunları ile hikayeleri çok iyi bölememiş olmaları gibi geliyor bana ama bunun konumuzla bir alakası yok tabi.

Oyunda en çok hoşuma giden şeylerden biri seçtiğiniz karakteri collectable'lar ile donatabiliyorsunuz. Daha başka çeşit çeşit collectable toplamak da oyunun küçük amaçlarından biri diyebiliriz.

Seslendirmeler ve arada ortaya çıkan küçük sinemalar gerçekten hoş. Son olarak kontrolden bahsetmem gerekirse, ben klavyeden oynayarak hemen hemen bütün karakterlerin seri kombolarını çıkarabiliyorum. Itachi gibi zor karakterlerde tuşlar biraz birbirine girsede yine de klavyeden oynamak mümkün. Fakat bir XBox gamepad'iniz varsa dadından yinmez.

Kısaca anime severler tarafından oynanması gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum.

Puan da vereyim: 8.1 / 10
Posted 20 April, 2016. Last edited 6 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
22.2 hrs on record
Bu oyunu daha önce de bitirmiştim. Yine bitirdim bu sefer steam üzerinden. Adında Van Helsing geçip de çok kalitesiz bir şey görmeniz mümkün değil en azından ben denk gelmedim. Ha! Zevkinize uymaz orası ayrı konu. Bunun dışında bu oyunla ilgili olarak eleştiri yapacağım tek yer karakter ve yetenek puanları max.a ulaşınca karakter ve yetenek çubukları tekrar dolmuyor. Hani seviye atlamasanız bile ekstra yetenek ve ekstra karakter puanı alırsınız ya oyunlarda. Hah! Bu oyunda o yok malesef. Bence çok büyük bir sorun bu çünkü yetenek sayfası 4 fraksiyondan oluşuyor ve her biri ayrı kullanışlı. Oyunu uzatayım biraz daha oynayım lan hadi deseniz de bi yerden sonra bu hissiyatınız sönebilir sırf bu sebepten dolayı. Buradan Lady Katarina'ya selam olsun!

Puan: 7.4 / 10
Posted 20 April, 2016. Last edited 14 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
6 people found this review helpful
1 person found this review funny
8.0 hrs on record
Bazı oyunlar var, aslında bu oyunları yaratan insanlar bir mesaj vermek istiyorlar. Oyunun zorluk ayarlarını biraz kısıp yaşadıklarıyla alakalı vermek istedikleri mesajları kısa bir oyunla aktarmak istiyorlar. Bakın bu sanattır!

Papo & Yo hikayesi ve verilmek istenen mesajıyla harika denebilecek bir oyun.
Egzistanyalist bir hikaye, anlamlı bir hikaye hattı, muhteşem bir dünya ve harika ötesi müzikler.

(Kesinlikle oynanması gerektiğini; insanları anlamakta bile yardımcı olabileceğini düşünüyorum.)

Oyunla ilgili hiç bir olumsuz eleştiri yapamayacağım en ufak bir "keşke" dahi aklımdan geçmeyen konu ise Soundtrack'lerdir. Bunu da buraya ilgilisine not düşeyim.

Alın oynayın, oyunun sonundaki o buruk mutluluk dahil emin olun Papo & Yo ile ilgili pişman olmayacaksınız.

Puan: 9.6 / 10
Posted 27 February, 2016. Last edited 14 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
2 people found this review funny
8.9 hrs on record
Üç tip adam var oyunda.
1. Barnsby, Juarez gibi tam yavşaklar.
2. Marisa, Thomas gibi yarı yavşaklar.
3. Ray, William gibi adamın dibi olanlar.

Bunun yanı sıra oynadığım bu ikinci Call of Juarez oyunu da taktire şayan kesinlikle. Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Belki tek eksiği steam başarımları olabilir ama onun da oyunla alakası yok.

Puan: 7.8 / 10
Posted 22 February, 2016. Last edited 14 January, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2  3  4  5 >
Showing 31-40 of 45 entries