安装 Steam
登录
|
语言
繁體中文(繁体中文)
日本語(日语)
한국어(韩语)
ไทย(泰语)
български(保加利亚语)
Čeština(捷克语)
Dansk(丹麦语)
Deutsch(德语)
English(英语)
Español-España(西班牙语 - 西班牙)
Español - Latinoamérica(西班牙语 - 拉丁美洲)
Ελληνικά(希腊语)
Français(法语)
Italiano(意大利语)
Bahasa Indonesia(印度尼西亚语)
Magyar(匈牙利语)
Nederlands(荷兰语)
Norsk(挪威语)
Polski(波兰语)
Português(葡萄牙语 - 葡萄牙)
Português-Brasil(葡萄牙语 - 巴西)
Română(罗马尼亚语)
Русский(俄语)
Suomi(芬兰语)
Svenska(瑞典语)
Türkçe(土耳其语)
Tiếng Việt(越南语)
Українська(乌克兰语)
报告翻译问题
BEKİR: Nereye giderse...
UĞUR: Ne demek nereye giderse?
BEKİR: Öyle işte, olmuyor sensiz... Gel İstanbul'a dönelim.
UĞUR: Nolcak dönersek?
BEKİR: Pederle arayı düzeltirim, işi gücü tekrar yoluna koyarım, beraber yaşarız, istersen evleniriz. Ya da bi daire tutarım size, annenle kardeşini alırız, size bakarım. Zagor'a da bakarım. Yine gidersin ziyaretine hiç değilse bu sefalet biter biraz mutlu oluruz.
UĞUR: Bekir... boş konuşuyosun. Kendini Cevat sandın galiba. Olmaz bu dediklerin, dünyada olmaz.
BEKİR: Neden?
UĞUR: Ya ben bunları kabul etmem, bidaha dönmem İstanbul'a.
BEKİR: Neden?
UĞUR: Dönmem işte.
BEKİR: Peki ailen? Onlar nolucak?
UĞUR: Nolursa olsun.
BEKİR: Ya bütün hayatın boyunca ♥♥♥♥♥♥♥♥♥ mu yapıcaksın?
UĞUR: Evet yapıcam.
BEKİR: Peki neden?
UĞUR: Nedeni yok!