Recent reviews by cBr

Oyun ile ilgili milyon tane inceleme yazılmış, çizilmiş bu saatten sonra yok oyun şöyle oyun böyle demek anlamsız. Zaten ben anlatsam kime ne faydası olur aq gidin oyun basınından birilerini izleyin. 91 küsür saat doya doya oynadım. Normal şartlarda sistemi iyi olan arkadaşlara düşünmeden alın derim de bu a*ına koyduğumun oyununun çıkmasının üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen hala teknik problemleri nasıl düzeltememiş olabilirsiniz be agacım? Ben araba sürerken bir anda önümde beliren NPC, üst üste binmiş 3 araba, arkadaşına arkadan dayayan düşman, tezgahının 500 km ötesinde bekleyen tezgahtar görmek zorunda mıyım amk? Olum oyunun temelini oluşturan telefon buga girdi lan. Arayamıyordum kimseyi kitlenip kalmıştım yaşlı dayılar gibi elimde telefonla. Allahtan eski savelerden biri iyi yerdeydi de oradan devam ettim.

Ha teknik sorunları ufaktan bir kenara bırakırsak şahane oyundur. Oynayın, oynattırın.

Son olarak; PANAM <3

Benim için Call of Duty serisinin en özel oyunu.

Gerek bölüm tasarımları, gerek düşman yapay zekası gerekse karakter modellemeleri bir tek çıktığı dönem için değil şu an için bile efsane.

Film tadında yapılan Normandiya çıkartması, El Daba ve Stalingrad bölümleri zaten CoD 2'nin neden efsane olduğunu kanıtlıyor.

Buradan MacGregor Reis'e, Sergeant Randall'e ve Captain Price'a selamlar olsun :)

Oyunu an itibariyle bitirdim. Benim için unutulmayacak 3 haftalık bir deneyim oldu. Rockstar ciddi anlamda işi aşmış. Açık dünya olayını bambaşka bir seviyeye getirmişler. Öyle ki oynayacağınız herhangi bir açık dünya oyunu bu oyundan sonra yavan kalabilir.

Bir kasabaya girdiğinizde bir kasabaya girdiğinizi hissediyorsunuz. Saint-Denis'e girdiğinizde modernleşen dünyanın ilk adımlarını görüp, o ortamı yaşıyorsunuz. Akşam vakitlerinde herhangi bir yerde gezerken derinden giren gerilim müziğiyle birlikte acaba bir grup önümü keser mi veya vahşi hayvan saldırır mı diye tedirginlikle ilerliyorsunuz. Çetenizin kampına girdiğinizde gerçekten ailenizin yanına gelmiş gibi hissediyorsunuz. Bir köyde veya bir kasabada sizinle alakalı olmayan iki insanın muhabbetini bile oturup dinleyebilirsiniz o derece manyaklaştırabiliyor oyun.

Görev dizaynları ise çok çok sağlam. Oyunun direkt başında başlayan aksiyon oyunun sonuna kadar hiç azalmıyor. Final görevi tadında onlarca görev mevcut. Sanki oyun oynuyor gibi değil de çok uzun bir diziyi izliyormuşum gibi geldi bana o kadar etkileyiciydi görevler. Ha şunu söylemeden geçemeyeceğim bir anlığına "Ulan yine mi birini atla takip ediyoruz" moduna girmedim değil ancak bu hissiyat çok kısa sürdü. Sonlara doğru zaten uzun mesafelerde at sürdürmüyor oyun size. Bunun dışında oyunun ana hikayesi bile inanılmaz uzun. 1 hafta hardcore oynadıktan sonra ne kadar kalmış diye ilerlemeye baktım, ana hikayenin sadece %30'unu bitirmişim :D

Karakter dizaynları da bir o kadar güzel oyunda. Çete üyelerinin bazı akşamlar toplanıp içki içerken şarkı söylemesi o kadar tatlıydı ki bir sandalyeye oturup dinledim dakikalarca. Çete üyelerinin kendilerine ait yan görevleri de oldukça güzeldi sıkılmadan bitirdim.

Oyunun grafikleri ilk oyunu açtığım anda beni dumura uğrattı. 3070 ekran kartına sahip şanslı biri olarak oyunun muazzam grafiklerinden sonuna kadar faydalandım. Ultra ayarlarda oynayınca kendinizi bir oyunda değil de sanki sanal gerçeklikte oluşmuş bir dünyadaymış gibi hissetmeye başlıyorsunuz.

Sonuç olarak inanılmaz bir deneyim oldu benim için. Oyunu kısaca anlamak bile oldukça uzun öyle bir oyun yapmışlar adamlar. Çıtayı öyle bir yere koydu ki oyun benim için ulaşılması hiç kolay değil. Tabi ki diğer oynayacağım oyunları RDR 2 ile karşılaştırmak gibi bir hatada bulunmayacağım zira diğer oyunlara haksızlık olur bu.

Oyunu %100'lemeyeceğim çünkü oldukça uzun vakit alacak. Elimde kalan birkaç yan görevi de bitirdikten sonra John Marston'ın çiftliğinde oyuna vedamı yaparım diye düşünüyorum. Tabii ondan önce Arthur Morgan'ı ziyaret edip ufak bir hasret gideceğim reisle. :(

10/10