14
Products
reviewed
75
Products
in account

Recent reviews by TheKingGold

< 1  2 >
Showing 1-10 of 14 entries
No one has rated this review as helpful yet
18.0 hrs on record (9.6 hrs at review time)
10 numara oyun parasını kuruşu kuruşuna hak ediyor
Posted 11 November, 2019.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
112.8 hrs on record (37.5 hrs at review time)
On numara oyun stres atmak için birebir bir oyun herkese tavsiye ederim alin oynayın
Posted 23 November, 2017.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
3 people found this review helpful
51.9 hrs on record (15.0 hrs at review time)
Öncekikle Oyun Harika Bide Türk Yapımı olunca daha da harika oluyor oyun bağımlılık yaptı oyun muhteşem tüm türklerin oynaması gereken oyunu güzel ama parayı veren düdüğü çalıyor adam awp alıyor parayı basıp tek atıyor onun haricinde güzel oyun oynayın işte bide şunu eklemem gerek oyun türk oyunu ama counter strike mapları alıp onların üstünde oynama yapıp önümüze sürmüşler kendiniz yapamıyormusunuz mapleri
Posted 28 June, 2016. Last edited 28 June, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
21 people found this review helpful
7 people found this review funny
1.3 hrs on record
Yıllardır ne zaman bir oyunun adında “simulator” kelimesini görsem hemen ne olduğuna bakar, nasıl bir şeye benzediğini keşfetmeye çalışır ve çoğu zaman da oyuna bir şans tanırım. Ne var ki bu tip oyunlara vakit ayırdığımda sık sık duyduğum cümlelerden biri şu olur: “Abi bırak şunu ya, saçma sapan, zaman öldürüyorsun boşuna!” Ya arkadaşlar, işte gün gelir, şaşırtır insanları bu “simulator” isimli oyunlar. Saatlerce direksiyon sallarsın ya da gidip tuvalet temizlersin, sevmezler, adamın birini paramparça edersin, zevkten dört köşe olurlar. Burada farkı yaratan şey oyunun kalitesi mi, yoksa içeriğindeki insan kesme aksiyonu mu acaba? Eğer cevap ikinci seçenekse durum pek vahim.

Surgeon Simulator 2013 İncelemesi

Geyiği bırakayım, oyuna bakayım. Şimdi... Bu Surgeon Simulator 2013, aslında Ocak ayında gerçekleştirilen Global Game Jam kapsamında ve 48 saat içerisinde geliştirilmiş, “Surgeon Simulator” adını taşıyan oyunun gelişmiş bir hali. GGJ kapsamındaki oyun çok kısa sürede üretildiğinden hem teknik açıdan, hem de içerik açısından bazı olumsuzluklar içeriyordu. Gerçek bir oyun olarak karşıma çıkan Surgeon Simulator 2013 ise hem teknik konuda daha başarılı, hem de içerik açısından çok daha zengin. Oyunda bir cerrah, daha doğrusu cerrahın bir kolu kontrol ediliyor. Ediliyor da o nasıl kol arkadaş! Fatboy Slim’in Push the Tempo şarkısına çekilen videoyu kimler izledi? Bir açın, bakın, sonra da bu oyuna bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Elimde tek bir kol var ve bu kolu sağa, sola, ileri, geri hareket ettirebiliyor, çevirebiliyor ve beş ayrı parmağı ayrı ayrı kontrol edebiliyorum. Kısacası gayet işlevsel, kontrol edilmesi kolay bir kol var elimde. (Elimde kol mu var?) Peki, bu kolu ne yapacağım? Şöyle ki çalıştığım hastaneye ya da kliniğe bir hasta getirilmiş ama adam ölse daha iyiymiş. Neden? Çünkü hem kalp, hem böbrek, hem de beyin ameliyatı olması gerekiyor. Bana verilen görevse bu “yarım” insanı hayata döndürmek ve üç başarılı nakil ameliyatı yapmak.

Surgeon Simulator 2013 İncelemesi

İlk ameliyatta kalp nakli gerekiyor ama vücut buna izin vermiyor. Ne yapmalı? Allah ne verdiyse vücuda girişip kalbi yerinden sökmeli ve yeni kalbi monte etmeli. Bu süreçte hastayı paramparça etmek serbest ve dikkat edilmesi gereken tek şey, hastanın vücudundaki kan miktarı. İkinci ameliyatta böbreklerin değişmesi gerekiyor ve böbreğe ulaşana kadar ne var, ne yok, tüm organlar çöpe atılabiliyor. Baktım adam ölmüyor, bu kez de beyin ameliyatına geçtim. Kafatasını kır, beyni al, yenisini koy, bitti!



Oyun bitti mi peki? Hayır. Üç ameliyatı başarıyla tamamlayıp oyunu hemen rafa kaldırmayın çünkü “Ambulance” diye bir seçenek var. Bu seçenekte yine aynı ameliyatları yapmak gerekiyor ama bu defa bir ambulansın arkasında! Yolda giderken ameliyatları gerçekleştirmek oldukça zor çünkü ani manevralar yüzünden ortalık dağılıyor, hasta ölmek için içten içe dua ediyor ama yine iş bende bitiyor. Tüm ameliyatlar yine mi başarılı? O halde gizli görevi bulun ve işler daha ne kadar zorlaşabilir, görün.



Oynarken zaman zaman mideler bulanabilir, şimdiden uyarayım ama daha önemlisi, sinirler de bozulabilir. Neden? Çünkü kolun kontrolü rahat gibi gözükse de kimi zaman delirtebiliyor insanı. Şöyle ki kolu indirip kaldırmak mümkün ama vücudun derinliklerindeki bir organa ulaşmak kimi zaman imkânsız oluyor, hasta ölüp gidiyor. Bu durumda aynı bölümü defalarca oynamak tepeleri attırıyor. Öte yandan oyunda sadece üç ameliyat olması da oyun süresini kısa tutuyor. Bu iki konu dışındaysa oyunun bir eksisi yok vallahi, alın, kesin, biçin, rahatlayın, adam ölsün, umursamayın.
Posted 9 February, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
0.5 hrs on record (0.3 hrs at review time)
Oyun Türkçe olmuyor burda türkçe dil desteği var yazıyor ingilizceden bi bok anlamıyorum allah belasını versin yapan oyun şirketinin
Posted 31 January, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
12.8 hrs on record (12.1 hrs at review time)
Oyun 1960' larda Rapture adlı su altında kurulu bir şehirde geçer. Bir objektivist ve iş adamı olan Andrew Ryan, hükümetten bağımsız bir ütopya kurmak ister. Bu ütopya ise Rapture olacaktır. Rapture, 1940 yıllarında planlanır ve inşa edilir. Bunun yanında bilimsel araştırmalar genişletilir ve suyun zeminindeki canlılar incelenir. İnceleme sonucunda bu canlılardan "Adam" adlı bir plazmid keşfedilir. Canlılardan çıkarılan bu madde insan DNA' sı ile uçbirleştirilince, "Adam" kullanıcıları süper güçler elde ederler.

Sınıfsal ayrımlar artınca eski bir gangster ve iş adamı olan Frank Fontaine alt sınıfı kullanarak, Rapture' da bir darbe planı yapar. Fontaine dış dünya ile bir kara borsa yolu açıp Dr. Brigid Tenenbaum ile birlikte geniş kitlede ucuz plazmid üretimi için bir işletme kurar. Bunun için yetim kızlar kullanılır. Bu kızların midelerine plazmid çıkarılan canlılar nakledilir ve bu kızlara Little Sisters (Küçük Kız Kardeşler) denilir.

Fontaine böylelikle plazmid kullanıcılarından bir ordu kurar ve Ryan' a saldırtır. Ancak bir söylentiye göre Fontaine çatışmada ölür. Ryan bu fırsatı kullanır ve plazmid işletmelerinin kontrolünü ele geçirir. Aylar sonra alt sınıftan Atlas adlı yeni bir tehdit ortaya çıkar. Atlas, Little Sisters' ların bulunduğu işletmelere saldırır. Böylelikle Ryan, Big Daddies (Büyük Babacıklar) adında plazmidle güçlendirilmiş ve dalış giysileri giydirilmiş cüsseli insanları oluşturur. Bu cüsseli adamlar her ne pahasına olursa olsun Little Sister' ları korumaya psikolojik olarak programlanmıştır. Ryan ayrıca Splicers (Uçbirleştirenler) adlı bir ordu da oluşturur.

1959 yılı arifesinde Atlas, Ryan' a saldırı emri verir. Çok fazla can kaybı olur ve sağ kalanlar ise başka yerlerde yaşamaya başlar. Rapture böylelikle bir distopya' ya dönüşür.

1960 yılında Jack Wynand' ın yolculuk yaptığı uçak Atlantik Okyanusu' na düşer. Bu olaydan sadece Jack kurtulur ve yakınlardaki bir deniz fenerine gider. Deniz fenerine girdiğinde orada denizin dibine inebilen batisfer adlı bir araca biner ve Rapture' a ulaşır. Jack, Rapture' a ulaştığında Atlas ona telsizden bağlantı kurar. Andrew' in ailesini bir batisferde esir tuttuğunu ve onu durdurması konusunda yardımını ister. Jack ilerlerken bir Little Sister ve muhtemelen bir çatışmada yenik düşmüş bir Big Daddy ile karşılaşır. Atlas, Jack' e karşılaştığı Little Sister' ı öldürüp içindeki "Adam" maddesini almasını söyler, ancak bunu bir şekilde duyan Dr. Tenenbaum ise onu ve karşılaşacağı çocukların canını bağışlaması karşılığında ona plazmid vereceğini söyler.

Jack batisfere yaklaşır, ancak o ulaşamadan Andrew batisferi yok eder. Atlas bu duruma çok öfkelenir ve Jack' i Andrew' in mekanına yönlendirir. Jack yolda eski bir müzisyen olan Sander Cohen gibi Andrew' in müttefiklerinin kontrolündeki bölgelerden geçmek zorunda kalır. Eninde sonunda Jack, Ryan' ın ofisine ulaşır. Ryan, Jack' in kendisinin gayri meşru oğlu olduğunu, Fontaine' in Jack' i annesinden kaçırıp Ryan' ın ulaşamayacağı yüzeye gönderdiğini ve Jack' in hızlı yaşlanması için genetiğinin değiştirildiğini söyler. Fontaine, Jack' i bir koz olarak Ryan' a karşı kullanmak için planlamıştır. Doğru zaman geldiğinde Jack gelecek ve onun genetikleri Ryan' ın kilit altına aldığı birçok sistemi açacaktır. Ryan özgür iradesiyle ölümü kabul eder ve Jack' ten kendisini öldürmesini rica eder. Bu rica cümlesi (Would you kindly) bir tür hipnotik tetikleyicidir. Jack bunun farkına varınca aslında kendisini götüren uçağı bu sözü içeren bir mektubu okuduktan sonra düşürdüğünü anlar.

Ryan ölünce Atlas kendisinin Fontaine olduğunu açıklar ve sistemlerin kontrölünü ele geçirip Jack' i ölüme terk eder. Jack' i, Dr. Tenenbaum ve Little Sister' lar kurtarır. Little Sister' ların yardımıyla Jack, Fontaine ile yüzleşir. Köşeye sıkışan Fontaine kendisine çok fazla "Adam" enjekte eder ve bir yaratığa dönüşür. Little Sister' lar, Jack' e yardım ederler ve onun vücudundaki maddeleri ellerindeki enjektörlerle çıkarırlar. Böylelikle Fontaine ölür.

Oyunun sonu oyuncunun Little Sister' lar ile nasıl bir etkileşim içinde olduğuyla alakalıdır.

Eğer oyuncu karşılaştığı bütün kızların canını bağışlamış ise;

- Beş kız ve Jack birlikte yüzeye çıkarlar ve Jack bu kızları kendi himayesine alarak yaşamlarını sürdürürler. Sonunda Jack ölüm döşeğindeyken kızlar onun yanında olur.

Eğer oyuncu en az bir tane kızı öldürür ise;

- Jack kızları öldürüp "Adam" maddelerini alır. Bir denizaltı ile yüzeye çıkar. Etrafına içinde Splicers' ların da olduğu batisferler de gelir ve arama-kurtarma ekibini öldürürler. Denizaltında bir nükleer füze bulunmaktadır. Dr. Tenenbaum' un ifadesiyle Jack, "Dünya' nın kötü sırlarını çalmıştır." Eğer oyuncu bütün kızları öldürmüş ise Dr. Tenenbaum' un anlatımı daha sert ve öfkeli bir şekilde olmaktadır.

Bölümler[değiştir | kaynağı değiştir]
Welcome To Repture
Medical Pavilion
Neptune's Bounty
Smuggler's Hideout
Arcadia
Farmer's Market
Fort Frolic
Hephaestus
Rapture Central Control
Olympus Heights
Apollo Square
Point Prometheus
The End
Silahlar[değiştir | kaynağı değiştir]
İngiliz anahtarı
Altı patlar
Pompalı tüfek
Tatar yayı (Arbalet)
Bomba/Roket atıcı (Bazuka)
Makineli tüfek
Kimyasal fışkırtıcı (Alev-Elektrik-Nitrojen atıcı)
Düşmanlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Splicer (Zombimsiler)
Little Sister (ADAM toplayıcılar)
Big Daddy (Little Sister koruyucuları)
Güvenlik robotları
Ana Karakterler[değiştir | kaynağı değiştir]
Jack Wynand
Andrew Ryan
Atlas
Bridgette Tenenbaum
Frank Fontaine
Posted 2 January, 2016. Last edited 2 January, 2016.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
No one has rated this review as helpful yet
28.2 hrs on record (2.8 hrs at review time)
erekliliği kesinlikle tartışmaya açık, oynamanın zevkli olduğu da

Gerek sitemizde gerek ise dergimizde Postal 2 ile ilgili bir çok ön inceleme yazısı yayınlandı. Her birinde ilk oyundan değişik fikirler ile bahsetmiştik. Bundan dolayı ilk oyun ile ilgili tekrardan bir hatırlatma yazmak istemiyorum. Direk Postal 2'ye girelim. Teknolojinin ve oyuncunun beklentilerinin değişmesi ile oyunlar iyice gerçekçi olmaya başladı. Tabi ki Postal 2'de bundan nasibini aldı. Artık eskisi gibi tepeden görünüş çizgi film tadında bir oyun değil. Karşımıza olabildiğince gerçekçi bir FPS olarak çıkıyor.

Marketten süt almak hiç bu kadar aksiyonlu olmamıştı

İlk bakışta normal bir şehirde yaşayan normal biriymiş gibi görünsek de oyunda biraz vakit geçirerek ne kadar değişik bir şehirde olduğumuzu anlıyoruz. En baştan başlamak gerekirse, biz annesi ile yaşayan normal biriyiz. Bir oyun firmasında çalışıyoruz ki bu oyun firması yapımcıların kendileri. Bütün olaylar bir grup insanın oyunlarda şiddetin olmaması için bir protesto gösterisi yapması ile başlıyor. Gösterinin sonunda çatışmalar çıkıyor ve aksiyon başlıyor. İlk çatışmalardan sonra hayat normale dönüyormuş gibi gözükse de aslında daha da berbat bir hal alıyor. Oyun boyunca devamlı çatışmalara girip yüzlerce insan öldürüyorsunuz. Ama bu olaylar o kadar güzel kurgulanmış ki isteseniz de istemeseniz de insanları öldürmek zorunda kalıyorsunuz.

Evim evim güzel evim

Şu öldürmek zorunda kalma olayını açalım. Şehir gerçekten çok garip. Her türden insana rastlamak mümkün. Yuvarlak tiplerden köşe başında insanları soyan zencilere kadar her tür insan var. E böyle bir şehirde zaten adam öldürmemek gibi bir olasılığınız yok. Kaldı ki yapımcılar direk çatışma ortamına girmeniz için ellerinden geleni yapmışlar. İlk görevlerimizden biri süt almak. Bakında basit bir iş gibi gözükse de sütü alırken marketin soyulması ile direk adam öldürmeye başlıyorsunuz. Zaten siz öldürmezseniz onlar sizi öldürüyor. Yada bankaya gittiğinizi düşünün basit bir işlem olan para çekmek için. O sırada banka soyuluyor ve gene öldürmek zorunda kalıyorsunuz. Tabi ki konu hep böyle tek düze değil. Banka soyulurken polisler soyguncular ile çatışmaya girdiğinde siz aşağıya inip kasayı boşaltıp elinizi kolunuzu sallaya sallaya bankadan çıkabilirsiniz. Aslında çoğu olayda size serbestlik sunuluyor. Sizi adam öldürmeye teşvik eden bir diğer unsur ise insanlar. İş yerinize gidiyorsunuz şiddet içerikli oyunlara hayır diye protesto yapan halk ile karşı karşıya kalıyorsunuz, kitap iade etmeye gidiyorsunuz bu sefer halk "kitapları yakın ağaçları kurtarın" diye protesto yapıyorlar. Hiç bir olay çıkmazsa insanlar sizin tipinize bakıp "aa şehre sirk mi geldi?" diyip gülüyorlar. Sizin düzgünce yaşayamamanız için yapılan bir diğer işlem ise karakterimizin sabırsız oluşu. Mesela sütün parasını vermek için sıraya girdikten bir kaç dakika sonra karakter sıkılıyor, sinirleniyor ve sağlığınız yavaş yavaş düşmeye başlıyor. Doğal olarak kendi kendinize ölmemeniz için sırayı temizlemeniz gerekiyor. E "sırayı temizlemişken neden sütün parasını vereyim ki?" derseniz bir de marketi soyuyorsunuz ve böylelikle bütün olaylar bir zincir halinde tamda yapımcıların istediği doğrultuda gelişmeye başlıyor. Yapımcılardan söz ederken şehrin hemen hemen her yerinde özel tişörtler giymiş gezinirken görebiliyorsunuz. Bunlar herhangi bir durumda sizi koruyorlar. Ayrıca ilk görevde bahsettiğim çalıştığımız yer aslında onların oyun yaptıkları bina. Yani yapımcılar kendilerini aynen oyuna hem de aktif olarak koymuşlar.
Posted 5 December, 2015.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
1 person found this review funny
102.2 hrs on record (27.7 hrs at review time)
Uzun yılardır devam eden çatışma, bu yıl da tüm hızıyla devam ediyor. Bildiğiniz üzere konu futbol olduğu zaman CHIP Online ekibi olarak en az diğer oyuncular kadar heyecanlanıyoruz. Hemen hepimiz o ya da bu şekilde futbol ile alakalı ve yeni futbol oyunları üretildiği zaman anında kendimizi karşılarında buluyoruz. Anlayacağınız biz bu oyunları seviyoruz. Fakat bir yanda PES, bir yanda FIFA olunca bizlerin de aklı sürekli karışıyor ve her yıl yeniden "Acaba bu sefer hangisi daha iyi?" sorusunu sormadan edemiyoruz. Bildiğiniz üzere FIFA serisi 2003 yılında bir anda kendisini geliştirmekten resmen vazgeçti. 2010 yılına kadar bu tutumunu devam ettiren seri, FIFA 2011 ile kelimenin tam anlamıyla kendisini baştan yarattı. Benzeri tarihlerdeyse PES cephesinde tam tersi bir ilerleyiş gözlemlendi. 2000'li yıllara damgasını vuran PES, 2010'lara geldiğimizde geri viteste ilerlemeye başladı. Son dört yıla baktığımızda FIFA'nın açık ara PES'i solladığını görüyoruz. Her ne kadar PES'in büyük bir hayran kitlesi olsa da günümüzdeki satış rakamları ve oyuncu sayıları her şeyi gözler önüne sermeye yetiyor. Peki, 2016 yılı PES için ne şekilde cereyan ediyor?

PES'in geçmiş yıllarda birbirinden farklı pek çok sorunu bulunuyordu; bunların en başında lisanslar geliyor. Birçok oyuncu için lisans bir şey ifade etmiyor; bu duruma biz de katılıyoruz. Mühim olan oyunun kalitesi ve oyuncuya sunduğu üst seviye deneyim. Fakat gelinen noktada oyunun kalitesinin düşmesi, artık lisans sorununu daha da belirgin bir hale getiriyor. Aradan yıllar geçmesine rağmen PES cephesinde halen garip isimli adamları kontrol ediyor, fantastik yüz modellemeleri ile karşılaşıyoruz. Eski oyuncular belki bu konudan rahatsız olmayabilir ama yeni yeni oyunlarla tanışan ya da futbol oyunlarına yeni başlayanlar için bu durumun büyük bir sorun olduğunu da unutmamak gerekiyor.Her yıl olduğu gibi yine lisans konusunda büyük ümitlerimiz vardı ama PES, 2016 yılında da karşımıza lisanssız çıkarak bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Konuya doğrudan olumsuz noktadan başladık ama değinilmesi gereken, büyük bir eksiyi göz ardı etsek olmazdı. O zaman buyurun, biraz da olumlu gelişmeler tarafına geçelim...

PES 2016 kesinlikle eski oyunlara göre birçok açıdan kendisini geliştirmiş durumda. Evet, her türlü yeniliği net bir şekilde görmek pek mümkün değil ama Konami arka planda o kadar irili ufaklı değişiklikler yapmış ki bunları ancak oyunu defalarca oynadıktan sonra görmek mümkün. İlk olarak göze batan kısımdan başlayalım... Fizik motoru her oyunun kalbidir. Eğer düzgün bir fizik motoru yoksa, son kullanıcı kısa sürede o oyundan soğur. Hele hele iş bir de spor oyunu olduğu zaman, fizik motorunun üst seviyede çalışması beklenir. Ancak bu sayede oyunu deneyim edenler, oyundan aradığı zevki alabilir. PES 2015'de de olduğu gibi yine Fox Engine üzerinden çalışan Konami ekibi konu hakkında kendisini bir hayli geliştirmiş. Özellikle futbolcuların omuz omuza mücadeleleri büyük oranda ön plana çıkmış. Yetmezmiş gibi çarpışma anlarında yaşanan ya da yaşanabilecek potansiyel ihtimaller de büyük farklılık gösterir hale gelmiş.

Kullanılan yeni fizik motoru sayesinde her oyuncunun kendisine ait bir denge merkezi bulunuyor. Bu yapı sayesinde omuz omuza mücadele ve çarpışma anları çok farklı şekillerde sonuçlanabiliyor. Konuyu daha da iddialı hale getiren, denge merkezinin şutlara olan etkisi... Oyuncular baskı altındayken ve denge kurmaya çalışıyorken, normalde olduğundan çok daha kötü vuruşlar sergiliyor. Örneğin topu alıp aniden vuruş yapmanın sonucu, genelde hüsran oluyor. Bu da en iyi şut çekme kapasitesine sahip oyuncunun bile bir noktada zorlanması anlamına geliyor.

Şut çekme dinamiği üzerindeki bu yapı sayesinde oyuncu olarak daha stratejik davranmak, rastgele oyun oynamaktan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. İrili ufaklı diye tanımladığımız yeniliklerden bir diğeri de kendisini çalımlarda gösteriyor. Özellikle PES 2015'de yaşanan kombo çalımlar artık pek gözlemlenmiyor. Geçen yılın belki de en büyük sorunlarından birisi olan durdurulamaz çalımlar, bu yıl çok daha mantıklı bir şekle bürünmüş. Artık çalım attıktan sonra topa olan kontrolü sağlamak gerekiyor. Hatta çalımı takip eden yön değiştirme bile kontrolü kaybetmeyi sağlayabiliyor.

Zamanlamanın önemiyse daha önce olmadığı kadar oyunda kendisine yer bulmuş. Fakat topla olan tam kontrollerde yine eskiye benzer çalımlar gözlemlemek mümkün. En zor ve kritik çalımı bile eğer her şey doğru ayarlanmışsa, rahatça yapmak dengeleri bir hayli bozabiliyor. Yine de yeni çarpışma mantığının oyuna zarardan çok yararı olduğunu da es geçmemek gerekiyor.

Bir diğer önemli gelişme de paslarda... Verilen paslar eskiye oranla çok daha net ve keskin. Bu noktada top üzerindeki yenilikler de dikkat çekiyor. Daha keskin paslar verebiliyor olmaksa şüphesiz oyun deneyimini bir adım yukarıya taşımayı başarmış. Ayrıca birçok oyucunun küfrü kendilerinden esirgemediği kaleciler hakkında da yenilikler yapılmış. CHIP Online ailesi olarak en çok da kalecilerin gerçekten topu kurtarmakla görevli bireyler haline gelmelerinden dolayı mutluluk duyuyoruz. İlla ki arada saçmalıyorlar ama ortalamaya baktığımızda bugüne kadar üretilmiş en "dengeli" kaleciler ile karşılaştığımıza eminiz.

Oyunu oyun yapan kamera açıları konusunda da büyük farklılıklar var. Genel geçer kamera açısı harika şekilde konumlandırılmış ve saha üzerindeki kontrolü rahatça sağlamamıza yardımcı olmuş. Farklı kamera açılarıysa oyuna yine bambaşka bir tat kazandırmayı başarmış. Açıkçası PES 2016'nın genel yapısı sadece değişen kamera açısı ile bile büyük bir yeniliğe merhaba demeyi başarmış.

Grafik teknolojisine baktığımızda ne yazık ki büyük gelişmeler göremiyoruz. Evet, çözünürlük ve genel geçer görünüşte bir pürüzsüzlük var ama özellikle yakın çekimlere baktığımız zaman Konami ekibinin bu konuda çok da fazla emek harcamadığı aşikar. Özellikle oyuncular gülmeye çalıştığı zaman çok komik yüz ifadeleri takındıklarına şahit olduk.

Haricinde, hava olayları ve ışıklandırma konusunda büyük gelişmeler yaşandığını belirtmek isteriz. Dinamik hava koşulları, maç içerisinde hava durumunun değişebilmesi anlamına geliyor. Güneşli bir havada başlayan maç, yağmurlu bir havada bitebiliyor örneğin.

Kamerayı biraz daha geri alıp, menü kısmında baktığımız zaman da PES adına iyi işler yapıldığı görüyoruz. Menüler fazlasıyla kullanıcı dostu. İçine kaybolmak yerine, neyin nerede olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Become A Legend, Master League ve MyClub gibi farklı modlar sayesinde, PES deneyimimiz yine en üst seviyede seyretmeye devam ediyor.

PES 2016 genel olarak iyi bir yapım olmuş. Bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz. Rakibi FIFA serisi, uzun zamandır ilk kez karşısında ciddi bir rakip buluyor. Peki hangisini alalım? Bu yıl karar tamamen size kalıyor. Çünkü ikisi arasında ilk kez bu kadar az bir kalite farkı var...
Posted 5 December, 2015. Last edited 5 December, 2015.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
15.2 hrs on record (4.4 hrs at review time)
Serious Sam’in ilk oyununda aklımda kalanlar neler? Düşünüyorum da grafikler, sesler, komik yaratık tasarımları ve basit oynanış, bunlar şimdi aklıma gelenler. O zamanlar için gayet başarılı zevkli bir oyundu. Belli bir süre sonra insanı yorsa bile, gene de zaman geçirtmek için birebir yapımdı. Serious Engine ise başka oyunların yapımında da kullanılarak, yapımcılarına iyi bir ticari kar sağladı. Aradan zaman geçti ve oyunun ikincisi duyruldu. Gelen ilk ekran görüntüleri kafamın tavana çarpmasına sebebiyet verdi. Videoları yayınlandı, demo versiyonu çıktı derken, zaman aktı geçti ve kendisi bilgisayarıma konuk oldu.

İskelet

İlk oyunda yaratıkları bir güzel temizlemiş ve Dünya’yı kurtarmıştık. Bu yaptıklarımız ile yüksek bir konseyin ilgisini çekiyoruz. Bizden bir meteorun dağılmış parçalarını bulmamızı istiyorlar. Bu parçalarda ayrı ayrı gezegenlere dağılmış durumda. Olayları bizlere iyice anlattıktan sonra, tünelden geçip ilk gezegende yere çakılmamız ile maceraya başlıyoruz. Ara sinematikleri izleyin, hem konuyu anlatıyor hem de komikler.

Oyunun hiç şüphesiz en iyi yanı grafik motoru. İlk Sam’de olduğu gibi devamındaki yapımda da Serious Engine (bu sefer 2) harika işler çıkarıyor. Çoğu bölümü orman, çöl vb... açık alanlarda geçen oyunun motoru bu yerlerin çizilmesinde çok başarılı. Yapımın içinde ufuk çizgisine doğru bakarsanız, uzaktaki şekillerin bile gayet başarılı çizildiğini görebilirsiniz. Bunlar dışında ışıklandırma efektleri de hoşuma gitti. Işık yansımaları veya güneş ışıklarının yeri geldiğinde yüzünüze vurma efekti gibi başarılı işler ortaya çıkıyor. Serious Engine 2’nin sayesinde rengarenk grafikler yer alıyor. İlk bölümde sadece şöyle bir durup etrafınıza bakın ve cıvıl cıvıl olan grafikleri seyredin. Yüksek bir yerden aşağı doğru bir göz atın. Ormanın yeşilliği, gökyüzünün maviliği, güneşin ışıltısı kendinizi tropik bir cennette bulabilirsiniz. Açık alanlar gibi kapalı mekanlar da detaylı bir şekilde karşınıza geliyor. Her iki durumda da grafik motoru çok başarılı. Modellemeler konusunda da bir hayli marifetli. Düşman modellemeleri olsun veya çevrenizin modellenmesi olsun, bu konuda takdir ettim. Serious Engine 2’nin problem sayılabilecek tek kötü yanı, yüksek sistem istemesi olabilir. Grafiklerin kalitesini yine oyun içinde hiç bozmadan oynamak için iyi bir sisteme sahip olmanız gerekiyor. Ayarlar kısmından bazı değişiklikler yaparak, görüntü kalitesini düşürüp oynamak isterseniz bile, grafikler çok kötü olmuyor. Ancak bir çok başarılı efekti ve motorun asıl marifetlerini göremiyorsunuz.

Grafik motorunun başarısı, aynı şekilde fizik modellemesinde de sürüyor. Bir kutuya ateş ettiğiniz zaman kutu yerinden oynuyor veya düşmanınız ateş etmeniz sonucu, tepki olarak geriye doğru fırlıyor. Bunlar gerçekten de başarılı bir şekilde yapılıyor. Çevrenizde bulunan ağaçlara ateş ederek onları kırabiliyorsunuz. Bir dakika önce harika bir ağaçlık çatışmadan sonra kurak bir çayırlığa dönüşebiliyor. Bu oyunda en çok hoşuma giden taraflardan biri oldu. Fizik modellemesi sonucu oluşan ufak tefek bulmacalar da var. Kapıyı açmak için bir mekanizmanın üstünde durmanız gerekiyor, ama üstünden çekilince kapı kapanıyor ve siz yetişemiyorsunuz. Kenarda bulunan bir kutuyu alıp oraya koyuyorsunuz ve kapı açılıyor. Bunlar fizik motorunun yer alması ile oluşan basit bulmacalar. Yeri geldiği zaman patlayan bir varili kalabalık bir düşman grubu üstüne atıp, onu patlatabiliyorsunuz. Böylece birden fazla düşmandan aynı anda kurtulabiliyorsunuz. Fizik modellemesi ile bunun gibi çeşitli yöntemleri kullanabiliyorsunuz. Ancak bunlar ile de sınırlı kalmamış. Mesela basketbol topunu alıp potadan içeri sokmaya çalışmak veya futbol topu ile maç yapmak gibi ilginç aktiviteler de bulunuyor. Bunların hepsi fizik moturu sayesinde oluyor.
Posted 5 December, 2015.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
1 person found this review helpful
7.3 hrs on record (6.3 hrs at review time)
Early Access Review
Öncelikle oyun betadan çıksa daha iyi olur oyun tam istediğim gibi bir oyun savaş oyunu ama eski zamanlara dayanan savaş oyunu herkezin oynamasını tavsiye ediyorum OYUN BETADAN ÇIKMASINI İPLE ÇEKİYORUM
Posted 2 September, 2015.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2 >
Showing 1-10 of 14 entries